Arama
En son konular
Mayıs 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | ||
6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 |
13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 |
20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 |
27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
23 DEFA SORULAN SORU
1 sayfadaki 1 sayfası
23 DEFA SORULAN SORU
23 DEFA SORULAN SORU
Kaybedince çok ağlarız ama ya hayattayken… 80’ ine merdiven dayamış yaşlı babayla onu ziyarete gelen 45 yaşında ve saygın bir işi olan oğlu salonda oturuyorlardı. Hal hatırdan, çoluk çocuktan, havadan sudan sohbet ettikten sonra oğlu susmuş; ayrılma sinyali vermişti. O anda üzerinde oturdukları sedirin yanındaki pencerenin pervazına bir karga kondu. Yaşlı baba kargaya gülümseyip biraz baktıktan sonra oğluna sordu:
‘’ Bu ne oğlum? ‘’
Oğlu şaşkınlıkla cevapladı: ‘’ O bir karga baba! ‘’
Yaşlı baba kargaya biraz baktıktan sonra yine sordu:
‘’ Bu ne oğlum? ‘’
Oğlu daha da şaşkın, yine cevapladı: ‘’ Baba! O bir karga! ‘’ Karga hala pervazda komik hareketlerle başını sağa sola çeviriyor, yan yatırıyor, havaya bakıyor, sonra yine onlara çeviriyordu. Yaşlı baba üçüncü defa sordu:
‘’ Bu ne? ‘’
Oğlunun şaşkınlığı sabırsızlığa dönmüştü: ‘’ O bir karga baba, 3 oldu soruyorsun! Beni işitmiyor musun? ! ‘’
Yaşlı baba 4. defa da sorunca oğlunun sabrı taştı ve sesini yükseltti:
‘’ Baba! Bunu neden yapıyorsun? Tam dört defadır onun ne olduğunu soruyorsun, sana cevap veriyorum ve sen sormaya devam ediyorsun! Sabrımı mı deniyorsun? ‘
’ Babası hala yüzünde bir gülümsemeyle yerinden kalktı, içeri odaya gitti ve elinde bir defterle döndü. Bu bir hatıra defteriydi. Oturdu, sayfalarını karıştırdı ve aradığını buldu. Sevgiyle gülümsemeye devam ederek sayfası açık bir vaziyette defteri oğluna uzattı ve o sayfayı okumasını söyledi:
‘’ Bugün 3 yaşındaki minik yavrumla salondaki sedirde otururken yanı başımızdaki pencerenin pervazına bir karga kondu. Oğlum tam 23 defa onun ne olduğunu sordu. 23 soruşunda da sevgiyle sarılarak onun bir karga olduğunu söyledim. Rahatsız olmak mı? Hayır! Onun sorusunu masumca tekrar edişi içimi sevgiyle doldurdu. ‘’
Bir zamanlar biz onların çocuklarıydık ama şimdi onlar bizim çocuklarımız oldu. Aynı sevgiyi, sabrı ve hoşgörüyü bizim de onlara göstermemiz gerekmiyor mu?
Aslında öyle çok hak ediyorlar ki!
İNSAN ANCAK KENDİ YERİNİ EN AŞAĞI KENDİSİ KADAR DOLDURABİLECEK BİRİNİN BULUNDUĞUNU KABUL ETTİKTEN SONRA AKILLANMAYA BAŞLAR.
R. E. BYRD ( genç beyin sayı 79)
Kaybedince çok ağlarız ama ya hayattayken… 80’ ine merdiven dayamış yaşlı babayla onu ziyarete gelen 45 yaşında ve saygın bir işi olan oğlu salonda oturuyorlardı. Hal hatırdan, çoluk çocuktan, havadan sudan sohbet ettikten sonra oğlu susmuş; ayrılma sinyali vermişti. O anda üzerinde oturdukları sedirin yanındaki pencerenin pervazına bir karga kondu. Yaşlı baba kargaya gülümseyip biraz baktıktan sonra oğluna sordu:
‘’ Bu ne oğlum? ‘’
Oğlu şaşkınlıkla cevapladı: ‘’ O bir karga baba! ‘’
Yaşlı baba kargaya biraz baktıktan sonra yine sordu:
‘’ Bu ne oğlum? ‘’
Oğlu daha da şaşkın, yine cevapladı: ‘’ Baba! O bir karga! ‘’ Karga hala pervazda komik hareketlerle başını sağa sola çeviriyor, yan yatırıyor, havaya bakıyor, sonra yine onlara çeviriyordu. Yaşlı baba üçüncü defa sordu:
‘’ Bu ne? ‘’
Oğlunun şaşkınlığı sabırsızlığa dönmüştü: ‘’ O bir karga baba, 3 oldu soruyorsun! Beni işitmiyor musun? ! ‘’
Yaşlı baba 4. defa da sorunca oğlunun sabrı taştı ve sesini yükseltti:
‘’ Baba! Bunu neden yapıyorsun? Tam dört defadır onun ne olduğunu soruyorsun, sana cevap veriyorum ve sen sormaya devam ediyorsun! Sabrımı mı deniyorsun? ‘
’ Babası hala yüzünde bir gülümsemeyle yerinden kalktı, içeri odaya gitti ve elinde bir defterle döndü. Bu bir hatıra defteriydi. Oturdu, sayfalarını karıştırdı ve aradığını buldu. Sevgiyle gülümsemeye devam ederek sayfası açık bir vaziyette defteri oğluna uzattı ve o sayfayı okumasını söyledi:
‘’ Bugün 3 yaşındaki minik yavrumla salondaki sedirde otururken yanı başımızdaki pencerenin pervazına bir karga kondu. Oğlum tam 23 defa onun ne olduğunu sordu. 23 soruşunda da sevgiyle sarılarak onun bir karga olduğunu söyledim. Rahatsız olmak mı? Hayır! Onun sorusunu masumca tekrar edişi içimi sevgiyle doldurdu. ‘’
Bir zamanlar biz onların çocuklarıydık ama şimdi onlar bizim çocuklarımız oldu. Aynı sevgiyi, sabrı ve hoşgörüyü bizim de onlara göstermemiz gerekmiyor mu?
Aslında öyle çok hak ediyorlar ki!
İNSAN ANCAK KENDİ YERİNİ EN AŞAĞI KENDİSİ KADAR DOLDURABİLECEK BİRİNİN BULUNDUĞUNU KABUL ETTİKTEN SONRA AKILLANMAYA BAŞLAR.
R. E. BYRD ( genç beyin sayı 79)
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Salı Nis. 06, 2010 8:45 pm tarafından Şaban Başyiğit
» DÜĞÜN (Özlem KÜÇÜK-Erdinç HÖKÜMDAR)
C.tesi Ekim 31, 2009 9:52 pm tarafından Şaban Başyiğit
» Mustafa Mert BAŞYİĞİT' in sünnet düğünü
Perş. Ekim 08, 2009 11:03 pm tarafından Şaban Başyiğit
» M.EREN KALEM
Çarş. Ekim 07, 2009 9:48 pm tarafından alikalem
» DÜĞÜN
Çarş. Eyl. 09, 2009 7:19 pm tarafından Celalettin ATEŞ
» İSMAİL
Ptsi Ağus. 17, 2009 9:34 pm tarafından ahmetçakır
» MİTAT ÇAKIR'IN OĞLU İSMAİL ÇAKIR
Salı Ağus. 04, 2009 6:44 pm tarafından ahmetçakır
» 3. YÖRÜK GÖZLEME! VE AYRAN ŞENLİĞİ
Cuma Tem. 17, 2009 12:19 am tarafından livestatic
» Vefat
Perş. Tem. 16, 2009 11:45 pm tarafından livestatic